четверг, 24 июля 2014 г.

Özbekistan’ın demokrasi savaşçısı Sefer Bekcan sürgünde

Özbekistan’ın demokrasi savaşçısı Sefer Bekcan sürgünde


Yücel TANAY


Türkistan(Orta Asya cumhuriyetleri) Sovyet  yönetiminden  gelen  eski alışkanlıklarını  hala devam ettirmektedirler.Sovyet birliği yıkılıp  Türk cumhuriyetleri  bağımsız olmuş ama;  Komunist partilerinin yerini İsim değiştirerek yeni partiler  almış fakat ;    Sovyet sistemindeki alışkanlıkları devam ettirmiş Rus düşünce yapısına sahip liderler  Türkistan cumhuriyetlerini yönetmiştir.
Rus işgal  yıllarında Sovyet kızıl imparatorluğunun yönetimdeyken   Batı Türkistan İktidardakı Komünist partisin yöneticilerini  rüşvet,adam kollama gibi huyları  Bağımsız Orta asya cumhuriyetlerinde devam etmiştir.
Ortan Asya  (Türkistan cumhuriyetleri)  içinde Özbekistan  nüfus yönüyle en büyük ve en homojen; coğrafi olarak da üçüncü büyük ülke. İki bin yıllık geçmişe sahip, zengin bir kültürel mirası ve doğal kaynakları bulunuyor. Özbekistan’ın bazı şehirleri Türkiye için en az Konya, Bursa, Erzurum kadar bilinen kentler. Buhara, Semerkant, Hive gibi şehirler İmam Buharî, Şeyh Nakşibendî, İmam Tirmizî gibi İslam büyükleri, İbn-i Sina, Biruni, Harezmî ve Ali Kuşçu gibi bilim adamları, Emir Timur ve Uluğ Bey gibi büyük devlet adamları ile Ali Şir Nevaî gibi şairlere ev sahipliği yapmış şehirler.
Tüm bunlara rağmen Bugün  Özbekistan'da ciddi demokrasi ve insan hakları ihlallarının olduğu bir ülke görünümündedir .
Özbekistanı demir yumrukla yöneten  İslam  Kerimov  Muhaleti susturmuş,   muhalifleri  çeşitli düzmece suçlarla zindanlara attırmıştır..ülkede basın,haber alma  örgütlenme özgürlüğü yoktur. Kerimov Özbekistanı bir Aile çiftliği gibi yönetmektedir,ülkenin stratejik noktaları Kerimov ailesinin kontrolündedir. Muhaliflerin Bir kısmı can güvenliği bakımından Ülke dışına kaçmak zorunda kalmış bunlardan biride Sefer Bekcandır.

Sefer Bekcan (Bekchanov Saparbay)
 

Özbekistanın Harezm bölgesinde 30 Eylül 1961 günü dünyaya gelmiştir.Aile üyeleri ve ataları Sovyet yönetimi döneminde  "rejim karşıtı halk düşmanı"  oldukları iddiasıyla sürgüne gönderilmiş, zindanlara atılmış ve cinayetlere kurban gitmişlerdir.Ailesine karşı 1924 yılında başlayan baskılar ve zulüm Özbekistan'ın şimdiki diktatörü olan islam KERİMOV tarafından günümüze kadar devam ettirilmiştir.Stalin'in Troykası tarafından iki amcası kurşuna dizilerek şehit edilmiştir.  Diğer iki amcası ise ölümcül Sibiryaya sürgüne gönderilmişlerdir.
Dedesi Bekcan Bey (Bekjan Bek) tarafından bizzat eğitilmiş ve yetiştirilmiştir.  Dedesi Bekcan Bey kominizme karşı düşmanca duygu ve düşünceler beslemekte olduğu için KGB tarafından göz hapsi altında tutulmaktaydı.Sefer BEKCAN , dedesi Bekcan beyden çok önemli bilgiler edindi.Yetişmesinde çok önemli katkıları oldu.  Kominizme ve Marksizme karşı mücadele etme , Türkistancılık gibi fikirleri dedesinden aldığı eğitimle kazanmıştır.Nizameddin Gürgenci (Nizamiddin Gurganci) adındaki büyük dedesi ise Buhara Hanlığında Başvezirlik görevinde bulunmuştur.
 

Sefer BEKCAN'ın Sovyetlere karşı gönülsüzlük ve kominist rejim karşısında mücadele etme isteğinin temelinde ailesinden gelen birikim vardır.Almış olduğu edebi ve siyasi eğitim sonucu Sovyetleri "Şeytani imparatorluk" olarak kabullenmiştir.Daha 14 yaşındayken Şeytani Kominist İmparatorluğunun kanlı korkunç yüzünü ortaya koyan şiirler yazmaya başlamıştır.1979 yılında Taşkent Devlet Üniversitesi Gazetecilik bölmüne kabul edilmiştir.Lenin'in Türkistan Türkleri hakkındaki kötü sözleri eleştirmesi nedeniyle kısa süre içerisinde Üniversite ile ilişiği kesilmiştir.Sovyetler Rus İmparatorluğunda gücü ele aldıkları zaman Lenin şöyle söylemiştir; “Kominizm , yüzyıllardan beri hayvanlar gibi yaşamakta olan Türkistanlılara özgürlük getirmiştir”.Sefer BEKCAN, Sovyetlerin kurucu babasına açıkça meydan okumuştur.Sefer bunun bedelini üzücü biçimde ödemiştir.
1983 yılında Sefer BEKCAN, Özbek Edebiyat Fakültesi Pedagoji Enstitüsüne girdi.1985 yılında adı geçen Enstitüde Kırım Tatar Türklerinin Sovyet rejimine karşı başlatmış oldukları açlık grevini açıktan destekledi.Kominist rejime karşı gerçekleştirilen bu eyleme verdiği açık desteğinden dolayı hayatında ikinci defa üniversite ile ilişiği kesildi.Aynı zamanda kaldığı evinden de atıldı, mal varlığına el konuldu.Sonuç olarak kominizme karşı propaganda yapmak ve rejim karşıtlarını desteklemek suçlarından dolayı tutuklandı.Dedesinin devreye girmesi ile birlikte Soyteler Birliği genelinde büyük şehirlerde yaşamamak ve yaklaşmamak kaydıyla serbest bırakıldı.Bu durum , uygulamada tek başına mücadele eden genç bir muhalifin acımasızca sürgün edilerek cezalandırılmasıydı.1987 yılında Gorbaçov'un başlattığı “Glasnost” politikası ile tarafından özür dilenerek tekrar Taşkente dönmesine izin verildi.Türkistan'ın çöllerinde sürgün hayatı yaşayan Sefer BEKCAN tekrar Taşkente döndü.
1988 yılından itibaren Özbek Gençleri Özgürlük Hareketinin önemli temsilcileri çevresinde toplanmaya başladılar. 1989 yılında kendisine Özbekistan gençler Hareketinin çalışma ve finans başkanı olması teklif edildi.Bu büyük harekette bu görevi kabul etti. Bu görevde olduğu yıllarda iken Özbekistan Hükümeti ile çalışması teklif edildi.1989 sonbaharında o zaman ki Özbekistan Kominist Partisi Genel Sekreteri olan , şimdiki Başkan/Diktatör İslam KERİMOV ile görüştü.Başbaşa yapılan bu görüşmede Kerimov tarafından çok önemli bir idari görev teklif edildi.  Sayın BEKCAN bu görevi kabul etmedi.Özbekistanın en güçlü insanını reddedmiş olan Sefer BAKCAN hiç aklına gelmeyecek engeller ile karşılaşmaya başladı.Hayat artık daha da zorlaşmıştı.
Sefer BEKCAN aynı zamanda BİRLİK ÖZGÜRLÜK HAREKETİ ve ÖZBEKİSTAN ERK DEMOKRATİK PARTİSİ'nin kurucu liderlerinden birisidir.Bu aktif , hareketli siyasi çalışmaları onu Gizli polis ve İstihbarat teşkilatının hedefi haline getirdi.Tutuklandı ve yıllarca acımasız işkenceler gördü.  Özbekistanın halen görev yapmakta olan diktatörü İslam KERİMOV şahsen emir vererek Sefer BEKCAN'ın işkence görmesini ve hapislerde çürütülmesini emretmiştir.  Gerekirse öldürülmesini, en ağır şekilde muamele edilmesini istemiştir.Sağlık durumunun kötüye gitmesi ve ölme ihtimalinin yükselmesi nedeniyle 1997 yılında şubat ayında hapisten çıkmasına izin verilerek ülke dışına çıkması şartıyla salıverilmiştir.

Sefer BEKCAN Moskovaya hareket etmiştir, ancak Özbekistan yönetimi onu orada da rahat bırakmayarak Rusyayı terketmesini sağlamıştır.   1998 yılında tanınan bir yazar olması ve PEN-INTERNATIONAL (Yazarlar Birliği teşkilatı) üyesi olması nedeniyle İsviçre tarafından Lozan şehirine davet edilmiştir.  Bu tarihten itibaren İsviçrede yaşamını sürdürmektedir.Son on yıllık zaman zarfında  diktatör Kerimov , Sefer BEKCAN'ın peşini İsviçrede de bırakmamıştır.  Uyduruk gerekçeler ile kardeşlerini hapse atmışlardır.Küçük kardeşi şüpheli bir şekilde hapishanede ölmüştür.  Özbekistan rejiminin devam eden bu baskıları ve saldırılarına rağmen Sefer BEKCAN çeşitli bilimsel ve edebi eserler ile 2 adet monografi yazmıştır.Sefer BEKCAN hala demokrasiye ve özgürlüğe inanmaktadır.  Özbekistandaki diktatörlük rejimine karşı başlattığı savaşı hala devam ettirmektedir.Bununla birlikte Birleşmiş Milletler Teşkilatında İnsan Hakları Komisyonunda uzman olarak görev almıştır.   2010 yılında Sayın BEKCAN Özbek Demokrasi Vakfını(UZDEMFUND) kurmuştur.2011 yılında İsviçre Başsavcılığına başvurarak,İslam KERİMOV ailesinin "Para Aklama" davasını başlatmasına katkıda bulunmuştur.Günümüzde İsviçre-İsveç-İngiltere-Finlandiya ülkelerini kapsayan şeması ortaya çıkarılan bu para aklama çetesi İsveç Devlet Televizyonu tarafından yapılan bir program ile gösterilmiştir.   Bu dava  BEKCAN'ın şahsi gayretleri ile başlatılmıştır.  Unıg başvurısı başvurusu bu davada bir kilometre taşı olmuştur.
Sefer Bekcan,   her zaman Türkistan birliğinin ve Türkistan cumhuriyetlerine demokrasının yerleşmesi için çalışan demokrasi  savaşçıdır,  Onun üzen Çok sevdiği Türkiye'de oturma izninin verilmesidir,  o Türkiye'nin Tüm Türk liderlerinin başının  sıkıştığında sığınacağı destek alacağı Dünya Türklüğünün kalesi olarak görüyor fakat;  üstadın unuttuğu bir şey var artık Türkiyeyi Türkler yönetmiyor...   Türkler tekrar Türkiye'de yönetimi ele geçirirlerse Türklüğün kaderi yeniden çizilecek,   Türk  Birliği için gerekli adımlar atılacaktır.




25 Temmuz 2014

Putin, "saylov" kunini nega 17 martga tayinlagan edi?

 Putin,  "saylov"  kunini nega 17 martga tayinlagan edi? Provoslav cherkov oqimidagi ruza aynan 17 mart kuni tugaydi. Qadimiy Prov...