вторник, 29 июля 2014 г.

Миллат ётоқхонада туғиладими?





   Халқнинг миллати бўлмайди. 
Халқнинг бир қисмигина миллатлашади халос. Ўша миллатлашганлар давлатчилигни ташкил қилади, хокимият бошкарувини ташкил қилади.  
Халқнинг миллатлашган озчилик қисминиг миллий ғурурга эга бўлиши кимга малол келаяпди. Бу миллий ғурур шуурини ётоқхонанинг кечки хизматига  боғлаб берган зехният сиёсатдан устун бўлиши мумкин аммо асло сиёсатчи бўла олмайди.

Сафар Бекжон

четверг, 24 июля 2014 г.

Özbekistan’ın demokrasi savaşçısı Sefer Bekcan sürgünde

Özbekistan’ın demokrasi savaşçısı Sefer Bekcan sürgünde


Yücel TANAY


Türkistan(Orta Asya cumhuriyetleri) Sovyet  yönetiminden  gelen  eski alışkanlıklarını  hala devam ettirmektedirler.Sovyet birliği yıkılıp  Türk cumhuriyetleri  bağımsız olmuş ama;  Komunist partilerinin yerini İsim değiştirerek yeni partiler  almış fakat ;    Sovyet sistemindeki alışkanlıkları devam ettirmiş Rus düşünce yapısına sahip liderler  Türkistan cumhuriyetlerini yönetmiştir.
Rus işgal  yıllarında Sovyet kızıl imparatorluğunun yönetimdeyken   Batı Türkistan İktidardakı Komünist partisin yöneticilerini  rüşvet,adam kollama gibi huyları  Bağımsız Orta asya cumhuriyetlerinde devam etmiştir.
Ortan Asya  (Türkistan cumhuriyetleri)  içinde Özbekistan  nüfus yönüyle en büyük ve en homojen; coğrafi olarak da üçüncü büyük ülke. İki bin yıllık geçmişe sahip, zengin bir kültürel mirası ve doğal kaynakları bulunuyor. Özbekistan’ın bazı şehirleri Türkiye için en az Konya, Bursa, Erzurum kadar bilinen kentler. Buhara, Semerkant, Hive gibi şehirler İmam Buharî, Şeyh Nakşibendî, İmam Tirmizî gibi İslam büyükleri, İbn-i Sina, Biruni, Harezmî ve Ali Kuşçu gibi bilim adamları, Emir Timur ve Uluğ Bey gibi büyük devlet adamları ile Ali Şir Nevaî gibi şairlere ev sahipliği yapmış şehirler.
Tüm bunlara rağmen Bugün  Özbekistan'da ciddi demokrasi ve insan hakları ihlallarının olduğu bir ülke görünümündedir .
Özbekistanı demir yumrukla yöneten  İslam  Kerimov  Muhaleti susturmuş,   muhalifleri  çeşitli düzmece suçlarla zindanlara attırmıştır..ülkede basın,haber alma  örgütlenme özgürlüğü yoktur. Kerimov Özbekistanı bir Aile çiftliği gibi yönetmektedir,ülkenin stratejik noktaları Kerimov ailesinin kontrolündedir. Muhaliflerin Bir kısmı can güvenliği bakımından Ülke dışına kaçmak zorunda kalmış bunlardan biride Sefer Bekcandır.

Sefer Bekcan (Bekchanov Saparbay)
 

Özbekistanın Harezm bölgesinde 30 Eylül 1961 günü dünyaya gelmiştir.Aile üyeleri ve ataları Sovyet yönetimi döneminde  "rejim karşıtı halk düşmanı"  oldukları iddiasıyla sürgüne gönderilmiş, zindanlara atılmış ve cinayetlere kurban gitmişlerdir.Ailesine karşı 1924 yılında başlayan baskılar ve zulüm Özbekistan'ın şimdiki diktatörü olan islam KERİMOV tarafından günümüze kadar devam ettirilmiştir.Stalin'in Troykası tarafından iki amcası kurşuna dizilerek şehit edilmiştir.  Diğer iki amcası ise ölümcül Sibiryaya sürgüne gönderilmişlerdir.
Dedesi Bekcan Bey (Bekjan Bek) tarafından bizzat eğitilmiş ve yetiştirilmiştir.  Dedesi Bekcan Bey kominizme karşı düşmanca duygu ve düşünceler beslemekte olduğu için KGB tarafından göz hapsi altında tutulmaktaydı.Sefer BEKCAN , dedesi Bekcan beyden çok önemli bilgiler edindi.Yetişmesinde çok önemli katkıları oldu.  Kominizme ve Marksizme karşı mücadele etme , Türkistancılık gibi fikirleri dedesinden aldığı eğitimle kazanmıştır.Nizameddin Gürgenci (Nizamiddin Gurganci) adındaki büyük dedesi ise Buhara Hanlığında Başvezirlik görevinde bulunmuştur.
 

Sefer BEKCAN'ın Sovyetlere karşı gönülsüzlük ve kominist rejim karşısında mücadele etme isteğinin temelinde ailesinden gelen birikim vardır.Almış olduğu edebi ve siyasi eğitim sonucu Sovyetleri "Şeytani imparatorluk" olarak kabullenmiştir.Daha 14 yaşındayken Şeytani Kominist İmparatorluğunun kanlı korkunç yüzünü ortaya koyan şiirler yazmaya başlamıştır.1979 yılında Taşkent Devlet Üniversitesi Gazetecilik bölmüne kabul edilmiştir.Lenin'in Türkistan Türkleri hakkındaki kötü sözleri eleştirmesi nedeniyle kısa süre içerisinde Üniversite ile ilişiği kesilmiştir.Sovyetler Rus İmparatorluğunda gücü ele aldıkları zaman Lenin şöyle söylemiştir; “Kominizm , yüzyıllardan beri hayvanlar gibi yaşamakta olan Türkistanlılara özgürlük getirmiştir”.Sefer BEKCAN, Sovyetlerin kurucu babasına açıkça meydan okumuştur.Sefer bunun bedelini üzücü biçimde ödemiştir.
1983 yılında Sefer BEKCAN, Özbek Edebiyat Fakültesi Pedagoji Enstitüsüne girdi.1985 yılında adı geçen Enstitüde Kırım Tatar Türklerinin Sovyet rejimine karşı başlatmış oldukları açlık grevini açıktan destekledi.Kominist rejime karşı gerçekleştirilen bu eyleme verdiği açık desteğinden dolayı hayatında ikinci defa üniversite ile ilişiği kesildi.Aynı zamanda kaldığı evinden de atıldı, mal varlığına el konuldu.Sonuç olarak kominizme karşı propaganda yapmak ve rejim karşıtlarını desteklemek suçlarından dolayı tutuklandı.Dedesinin devreye girmesi ile birlikte Soyteler Birliği genelinde büyük şehirlerde yaşamamak ve yaklaşmamak kaydıyla serbest bırakıldı.Bu durum , uygulamada tek başına mücadele eden genç bir muhalifin acımasızca sürgün edilerek cezalandırılmasıydı.1987 yılında Gorbaçov'un başlattığı “Glasnost” politikası ile tarafından özür dilenerek tekrar Taşkente dönmesine izin verildi.Türkistan'ın çöllerinde sürgün hayatı yaşayan Sefer BEKCAN tekrar Taşkente döndü.
1988 yılından itibaren Özbek Gençleri Özgürlük Hareketinin önemli temsilcileri çevresinde toplanmaya başladılar. 1989 yılında kendisine Özbekistan gençler Hareketinin çalışma ve finans başkanı olması teklif edildi.Bu büyük harekette bu görevi kabul etti. Bu görevde olduğu yıllarda iken Özbekistan Hükümeti ile çalışması teklif edildi.1989 sonbaharında o zaman ki Özbekistan Kominist Partisi Genel Sekreteri olan , şimdiki Başkan/Diktatör İslam KERİMOV ile görüştü.Başbaşa yapılan bu görüşmede Kerimov tarafından çok önemli bir idari görev teklif edildi.  Sayın BEKCAN bu görevi kabul etmedi.Özbekistanın en güçlü insanını reddedmiş olan Sefer BAKCAN hiç aklına gelmeyecek engeller ile karşılaşmaya başladı.Hayat artık daha da zorlaşmıştı.
Sefer BEKCAN aynı zamanda BİRLİK ÖZGÜRLÜK HAREKETİ ve ÖZBEKİSTAN ERK DEMOKRATİK PARTİSİ'nin kurucu liderlerinden birisidir.Bu aktif , hareketli siyasi çalışmaları onu Gizli polis ve İstihbarat teşkilatının hedefi haline getirdi.Tutuklandı ve yıllarca acımasız işkenceler gördü.  Özbekistanın halen görev yapmakta olan diktatörü İslam KERİMOV şahsen emir vererek Sefer BEKCAN'ın işkence görmesini ve hapislerde çürütülmesini emretmiştir.  Gerekirse öldürülmesini, en ağır şekilde muamele edilmesini istemiştir.Sağlık durumunun kötüye gitmesi ve ölme ihtimalinin yükselmesi nedeniyle 1997 yılında şubat ayında hapisten çıkmasına izin verilerek ülke dışına çıkması şartıyla salıverilmiştir.

Sefer BEKCAN Moskovaya hareket etmiştir, ancak Özbekistan yönetimi onu orada da rahat bırakmayarak Rusyayı terketmesini sağlamıştır.   1998 yılında tanınan bir yazar olması ve PEN-INTERNATIONAL (Yazarlar Birliği teşkilatı) üyesi olması nedeniyle İsviçre tarafından Lozan şehirine davet edilmiştir.  Bu tarihten itibaren İsviçrede yaşamını sürdürmektedir.Son on yıllık zaman zarfında  diktatör Kerimov , Sefer BEKCAN'ın peşini İsviçrede de bırakmamıştır.  Uyduruk gerekçeler ile kardeşlerini hapse atmışlardır.Küçük kardeşi şüpheli bir şekilde hapishanede ölmüştür.  Özbekistan rejiminin devam eden bu baskıları ve saldırılarına rağmen Sefer BEKCAN çeşitli bilimsel ve edebi eserler ile 2 adet monografi yazmıştır.Sefer BEKCAN hala demokrasiye ve özgürlüğe inanmaktadır.  Özbekistandaki diktatörlük rejimine karşı başlattığı savaşı hala devam ettirmektedir.Bununla birlikte Birleşmiş Milletler Teşkilatında İnsan Hakları Komisyonunda uzman olarak görev almıştır.   2010 yılında Sayın BEKCAN Özbek Demokrasi Vakfını(UZDEMFUND) kurmuştur.2011 yılında İsviçre Başsavcılığına başvurarak,İslam KERİMOV ailesinin "Para Aklama" davasını başlatmasına katkıda bulunmuştur.Günümüzde İsviçre-İsveç-İngiltere-Finlandiya ülkelerini kapsayan şeması ortaya çıkarılan bu para aklama çetesi İsveç Devlet Televizyonu tarafından yapılan bir program ile gösterilmiştir.   Bu dava  BEKCAN'ın şahsi gayretleri ile başlatılmıştır.  Unıg başvurısı başvurusu bu davada bir kilometre taşı olmuştur.
Sefer Bekcan,   her zaman Türkistan birliğinin ve Türkistan cumhuriyetlerine demokrasının yerleşmesi için çalışan demokrasi  savaşçıdır,  Onun üzen Çok sevdiği Türkiye'de oturma izninin verilmesidir,  o Türkiye'nin Tüm Türk liderlerinin başının  sıkıştığında sığınacağı destek alacağı Dünya Türklüğünün kalesi olarak görüyor fakat;  üstadın unuttuğu bir şey var artık Türkiyeyi Türkler yönetmiyor...   Türkler tekrar Türkiye'de yönetimi ele geçirirlerse Türklüğün kaderi yeniden çizilecek,   Türk  Birliği için gerekli adımlar atılacaktır.




25 Temmuz 2014

среда, 23 июля 2014 г.

L'illustré

 Arnaud Bédat 

Affaire Karimova: avis de tempête sur la fille du dictateur


Rien ne va plus pour Gulnara Karimova, la fille du dictateur d’Ouzbékistan, ex-ambassadrice de son pays à Genève et grande amie des people. Elle ne vit plus à Cologny et est aujourd’hui au centre d’un gigantesque trafic d’influence et de blanchiment d’argent international. La Suisse a bloqué ses avoirs, soit 800 millions de francs.


Du ciel, on ne voit plus qu’une villa cossue laissée à l’abandon, alignée comme tant d’autres parmi celles des nantis de la Gold Coast, sur la commune de Cologny (GE). Sa propriétaire s’est volatilisée depuis l’été dernier. Gulnara Karimova, 41 ans, fille aînée du président ouzbek Islam Karimov, 76 ans, n’habite plus dans l’opulente bourgade des millionnaires, le Beverly Hills genevois, où, comme représentante permanente de l’Ouzbékistan auprès de l’ONU, elle bénéficiait de l’immunité diplomatique.
Mais ça, c’était avant que le ciel ne s’assombrisse pour cette femme politique, numéro 2 putative du régime ouzbek, mais aussi grande figure de la page people des magazines où la sémillante femme d’affaires faisait le bonheur des échotiers: créatrice de bijoux, styliste, chanteuse pop à ses heures, présidente de la société des auteurs-compositeurs dans son pays (ça ne s’invente pas), créatrice d’un festival de mode à Tachkent, poussant même la chansonnette avec Gérard Depardieu avec lequel elle avait partagé un duo sur scène…
Le nom de cette grande mondaine s’affiche désormais à la colonne des faits divers dans les journaux helvétiques, et même au-delà des frontières. Elle est aujourd’hui soupçonnée par la justice fédérale suisse de blanchiment d’argent portant sur des «actes présumés illicites ayant eu lieu dans le marché des télécommunications en Ouzbékistan», et ses biens personnels, plus de 800 millions de francs suisses, ont été séquestrés. Un an plus tôt, à l’été 2012, la banque genevoise Lombard Odier avait alerté les autorités au sujet d’activités suspectes sur le compte de cette cliente devenue soudainement très encombrante…
Parallèlement, une enquête, confiée au juge Serge Tournaire (dossiers Tapie, Dassault, Sarkozy), a été ouverte en France pour blanchiment. Les autorités suédoises ont elles aussi engagé une action en ouvrant une enquête pour corruption, sollicitant l’entraide judiciaire de Berne – les transferts de fonds passant par la Suisse. Stockholm suspecte l’entreprise suédoise TeliaSonera, qui commercialise de l’ADSL, des services d’accès internet et de la téléphonie mobile, de lui avoir versé en fait un pot-de-vin de 300 millions de dollars pour mettre la main sur le marché ouzbek des télécommunications.
Au centre de toute cette histoire, bien sûr, une lutte de pouvoir fratricide et sans merci sur fond de règlement de comptes dans ce pays méconnu d’Asie centrale de près de 30 millions d’habitants, ancienne république soviétique devenue indépendante en 1991. En Ouzbékistan, où une série de câbles diplomatiques dévoilés en 2010 par WikiLeaks la décrivaient comme la personne la plus détestée du pays, Gulnara Karimova est aussi dans le collimateur de la justice.
En résidence surveillée, elle est désormais inculpée également par le procureur général de Tachkent d’«escroquerie», de «légalisation de revenus d’origine criminelle» ou d’«enregistrement de sociétés fictives». Avec elle, ses proches, complices présumés, sont eux aussi dans de sales draps: son petit ami, Rustam, ses domestiques et quelques confidentes qui auraient servi de prête-noms dans des opérations bancaires.
Sur les bords du Léman, à Cologny, Gulnara Karimova menait grand train, mais ne faisait pas de vagues, ne supportant pas, par exemple, qu’on la traite de «fille de dictateur» en répliquant vertement sur Twitter que c’était une «expression imbécile». A l’intérieur de sa villa de Cologny, achetée 18 millions de francs à un homme d’affaires anglais, des œuvres d’art, des bijoux en or et en argent, ainsi qu’un vieux Coran du XVIIIe siècle incrusté de pierres précieuses, selon le groupe dissident ouzbek Uzdem Fund. «C’était comme visiter un musée sans billet», expliquait alors le chef du groupe, Sefer Beksan, qui était entré par effraction dans la villa le 23 décembre dernier. Selon lui, ces objets auraient été «confisqués» par Gulnara Karimova au Musée national d’Ouzbékistan à Tachkent.
La fille rebelle
A quelques centaines de mètres de là, sur la commune de Vandœuvres, une autre villa, elle aussi à l’abandon: celle de Lola Karimova, 36 ans, la sœur de Gulnara, et son ennemie jurée. Dans une récente interview à la BBC, Lola, qui est par ailleurs ambassadrice de l’Unesco, a clamé ses divergences entre elle et sa sœur Gulnara, avec laquelle elle serait en froid depuis douze ans: «Nous n’avons jamais caché cela (…). Nous n’avons pas de contacts, ni familiaux, ni amicaux. Avec les années, les différences n’ont fait que s’amplifier», a-t-elle fait savoir.
Dénonçant le régime autocrate de son père Islam Karimov, partageant l’idée selon laquelle «le chômage et l’absence de possibilités nourrissent la radicalisation de la population» et sont «les principales causes du mécontentement de la population», elle concluait, fataliste et résignée: «Je sais que mon nom dépasse ma propre personne, mais je veux qu’on me considère comme une personne avec ses propres principes et points de vue.» Joli coup de com dans cette guerre fratricide ou petit calcul pour échapper elle aussi à d’éventuelles poursuites? Il y a peu encore, Lola Karimova ne tenait pas vraiment les mêmes discours.
En avril 2000, lors d’une soirée pour sa fondation Ouzbékistan 2000 au Musée d’art moderne de Paris, elle avait même réussi à attirer dans sa nasse, contre espèces sonnantes et trébuchantes, l’actrice Monica Bellucci, rétribuée 190 000 euros pour quatre heures de présence et un petit discours. Dans d’autres circonstances, elle avait fait de même avec Emmanuelle Béart et Alain Delon, VRP de luxe du régime ouzbek lors de galas fastueux à la gloire de l’Ouzbékistan.
Toujours est-il que Lola Karimova-Tillyaeva a quitté elle aussi les rivages longtemps hospitaliers du lac Léman. Sa fille n’est plus scolarisée au collège Florimont depuis l’été dernier. A ses petits camarades, la jeune étudiante avait confié partir pour Los Angeles. Le nouvel eldorado des familles des dictateurs? Elle est en tout cas bien au chaud et peut préparer tranquillement, fortune faite – et elle est gigantesque – les jours meilleurs de l’après-Islam Karimov…

L’allié de Moscou
Islam Karimov le sulfureux président de l’Ouzbékistan est à la tête de cette ancienne république soviétique depuis son indépendance en 1991. Cet Etat est considéré comme le plus corrompu et le plus répressif d’Asie centrale. Longtemps allié aux Américains – il avait ouvert son territoire à des bases militaires US lors de la guerre d’Afghanistan –, cet autocrate qui règne sans partage est aujourd’hui rallié à la Russie. On compare volontiers ce Gengis Khan local à l’ex-président libyen Kadhafi, avec son cortège de corruption, de prisonniers politiques et de disparitions…

La petite sœur Lola critique aujourd’hui sa sœur et le régime de son père
Lola Karimova, 36 ans, habitait avec son mari, ses deux filles et son garçon, dans cette luxueuse villa de la commune de Vandœuvres (GE). Elle a aussi quitté Genève l’été dernier. Aujourd’hui, devenue rebelle sans que l’on sache si sa «rédemption» est sincère ou un simple calcul, elle critique le régime de son père et n’épargne pas sa sœur. Mais elle n’a pas toujours tenu le même discours, étant auparavant une alliée fidèle du régime.


26.03.2014 06:00

четверг, 3 июля 2014 г.

Тошкент кучаларида танклар ва БТР лар хакида....

Тошкент кучаларида танклар ва БТР лар хакида....

Кеча "Фергана.ру" web сахифаси ва унга асосланган хабар бошка манбалар Tошкентда фавкулодда узгаришлар хакида хабарлар таркатди.
Uzdemfund бу масалага аниклик киритиш учун харакат килмокда. Махсус хизматлар ва харбий кiсимларнинг иккинчи боскич холатига келтириб куйилганлигa, Каримовнинг вахима касали сабаб. Бошка бир сабаб эса куйидагича:
Россия харбий кучлариниг Тожикистон va Киргизистон худудларида олиб бораятган тероризмга карши харбий укув амалётлари Каримовни куркитган. Ислом Каримовнинг вахимасига асос, Россия махфий хизматлари Узбекистондаги сиёсий иктисодий кийинчиликлардан фойдаланиб Андижон вокеаларига ухшаган галаён келтириб чикариш эхтимолидан келиб чиккан. Агар бундай галаёнлар келтирилиб чикарилса Андижонда булгани каби биринчи навбатда Путинга мурожат килиniб котил Каримовдан куткариш илтимос килинади. Каримов аллакачон бунга тайёргарлик булганидан хабардор килинган. Фаргона водийсининг Узбекистон билан чегара кисмларида Россия бошчилигидаги харбий тадкикотлари Узбекистон тамонини куркитиш ва Тожикистон ва Киргизистонга карши килинаяпган муаммоларни юмшатишга эришиш кузда тутилган. Вахимага асос йук. Зеро Узбекистон харбий кумондонлиги ва махсус хизмат бошкарувчиларинг асосий кисми Россияда укиб келган ва анча ходим Путин номига касамёд хам килишга кундирилган. Путин хали Крим лукмасини ютиб улгурмади. Вахимачи Каримовга навбат келса танклар ва БТРлар куткармайди.
 


Uzdemfundsuisse ахбарот маркази

АДДЕРВИЖОН АРМАНЛАРИНИ РОССИЯГА КЎЧИРИШ,

АДДЕРВИЖОН АРМАНЛАРИНИ РОССИЯГА КЎЧИРИШ,  Муқаддас афсоналарга кўра,  Арманистонни инсониятнинг иккинчи бешиги деб аташ мумкин.  Арарат ёки ...